Turizm, Girişimcilik ve Hırvatistan

Hırvatistan

“Hırvatistan ve Girişimcilik Notları”

Hırvatistan’dan sıcak bir merhaba diyerek yazıma başlamak istiyorum. 24 aydır yapamadığım uzun süreli tatilimi geçirdiğim (benim için 7 gün veya 10 gün uzun bir tatil demek oluyor) Hırvatistan hakkındaki izlenimlerimi yazmak istedim. 17 Ağustos günü İstanbul’da toplantımın olması sebebiyle ancak akşam uçağı ile Zagreb’e ulaşabildim (bu arada sabah uçağına binebilseydim Split’e uçma şansım olacaktı. Bu da beni yaklaşık 8-9 saat araba kullanmaktan kurtaracaktı.) Şu anda yazımın son kısmını Drevnik’te Hvar feribotunu beklerken, sırada yazıyorum.

Hırvatistan’dan attığım tweetlerde de belirttiğim gibi girişimciliğin buralarda yayılması ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülke genelinde herşey turizme dayalı. Ülkeyi başaşağı duran bir L harfi olarak düşünürsek, Zagreb ters L’nin kısa kenarının üstlerinde ve tüm turistik mekanlarda uzun kenarında. Rijeka, Zadar, Split ve Dubrovnik bu turistik mekanlardan en ünlüleri. Hvar adası çok ünlü olmamasına rağmen, en güzel yerlerinden biri. Ancak henüz oraya gitmediğim için yorumları gelecek sayıda sizlerle paylaşabileceğim.

Ülkede halkın en büyük geçim kaynağı turizm ve genelen konaklama. Hangi şehre giderseniz gidin, her yerde Apartman (Apartmani) veya Sobe yazısını görüyorsunuz. (Tabii bunların İngilizcesi ve Almancasını da) Birçok insan evinin bir veya birkaç odasını kiralamaya ayırmış. Evlerine ücreti karşılığında misafir oluyorsunuz. Sıkı bir denetim var, evlerinde kalmanıza rağmen bunu devlete hemen bildiriyorlar. Bu odaların sıkıntısı şu oluyor, banyo ve tuvalet ortak! Fiyatlar da çok değişken. İnternet üzerinden bazı sitelerden bu odalar satın alınabiliyor. Apartman olanlarda ise kendinize ait bir banyonuz bulunuyor. Ancak tavsiyem odanın müsaitliğini sorup, sadece 1 günlüğüne kiralamanız, çünkü gidince odayı görüp beğenmek ve sonrasında pazarlık yapmak daha akıllıca oluyor. Yaşlı insanlar küçük evlerinin bir odasını banyolu hale getirip, onu kiralıyorlar. Bu tip odaların Dubrovnik’teki fiyatı gecelik 60€ civarında. Acenta aracılığıyla satın alırsanız 75€ oluyor. Ülkedeki en büyük eksiklik, hiç kimsenin bu odaları uluslararası hizmet veren bir internet sitesinin çatısı altında toplamamış olması. Bence buradan bir iş fikri çıkar ama yerel birileriyle ortak yapmak daha sonuç odaklı olacaktır. Yurtdışı bazı sitelerde bulabiliyorsunuz ve bunlar da çok faydalı olmuyor. Çünkü az sayıda yer bu sitelere girebiliyor, seçeneğiniz mevcut odalara göre çok az. 

Hırvatistan’ın para birimi Kuna. 1 TL yaklaşık 3 Kuna. Kuruş’un karşılığı da Lipa. Başkent olması ve pek de turistik olmaması sebebiyle Zagreb’de fiyatlar genellikle ucuzdu. Şehrin merkezi kabul edilen Ban Jelacic Meydanı gezi rotanızın başlangıcı olarak alırsanız meydanda hemen karşınızda devasa bir Beko reklamı görüyorsunuz. Bakkallarda ve gazete bayilerinde ise Eti ve Ülker ürünleri bolca mevcut. Türk ürünlerinin rahatlıkla girebileceği güzel bir pazar.  Ancak ülke genelinde yeterli yaygınlık ve ürün çeşitliliği mevcut değil. Kiralık oda ve araba kiralamadan para kazanılabilecek bir sistem oluşmuş, haricindeki imkanlara pek eğilinmemiş. Devlet insanların evlerini ve arabalarını kiralamasını teşvik etmiş, hem de bunu vergilendirmiş.  KDV oranı %25. Her yerde halka güvenmek üzerine bir yapı var. Otomobilinizi parkettiğiniz yerler Zona’lara (alan) ayrılmış ve park ücretleri farklı. Beyana tabi, yani aracınızı parkediyorsunuz, fiş alıyorsunuz arabanızın önüne koyuyorsunuz. Park yeri bulmak çok zor, kapalı otopark sadece Dubrovnik’te gördük. (Dubrovnikte günlük otopark ücreti 220Kuna=73 TL ve eğer günlük değil saatlik bilet alırsanız 3 günlük park yeri  1240 Kuna oluyor = 450 TL J )

Doğa, huzur, tarih, deniz ve eğlencenin bir arada olabildiği az sayıda ülkeden biri Hırvatistan. Her yerde ulusal park var. Suyu bol bir ülke olduğu için şelalelere her yerde rastlıyorsunuz. Göreceğiniz tüm doğal mekan turzime açılmış ve girişi için TL olarak az ama Kuna olarak düşünürseniz yüksek bir rakam ödüyorsunuz.  Dünyaca ünlü   Plitvicka Jezera (Milli Park)’yı görmeden Hırvatistan’dan ayrılmamanızı tavsiye ederim. Çok yüksekten başlayan göller serisinin en alt seviyeye inene kadar birbirlerine şelalelerle bağlı olduğu mükemmel bir doğa harikası. Yürüyüş yolları, devasa göller ve huzur verici bir doğa.  Gelmek isteyenler için konaklamaya dikkat etmelerini öneririm, yemek ve içmek gayet ucuz. Her yerde ucuza içecek bulmak kolay.

Şehir değiştirirken ülke de değiştirdiğiniz çok az sayıdaki ülkeden biri. Splitten Dubrovnik’e giderken Bosna Hersek’e girip tekrar çıkmanız gerekiyor ancak Bosna Hersek Türk vatandaşlarına vizesiz olduğu için pek sıkıntı yok. Vakit uzun olur ise Mostar ve Saraybosna’yı gezmek de seçeneklerden biri olabilir. Dubrovnik’ten Zagreb’e Saraybosna üzerinden de gidebiliyorsunuz. Ayrıca gezmek isteyenler için Dubrovnik Montenegro arası araba ile 3.5 saat civarı.

Yatırım yapmak isteyen Türk işadamları için bence açık bir pazar ve gelişmeye çok açık. Ancak kurallarını ve kanunları incelemeye vaktim olmadı. Pek yakında Avrupa Birliği’ne katılacak olan Hırvatistan tam bir turizm cenneti ve doğa ile denizi aynı anda yaşamak isteyenler için ideal.

Mutlu tatiller…

12

Yorum Yok

    Yorum Bırakın

    1 + 6 =