“Engeller, hedefinizden gözlerinizi kaçırdığınızda gördüğünüz ürkütücü şeylerdir.”

Ford markasının yaratıcısı ve fabrikalarının kurucusu Henry FORD (1863-1947) 12 yaşında annesini kaybetmiş bir çocuk. Bir süre piyasadaki değişik şirketlerde çalıştı ve sonuçta bizi daha çok ilgilendirecek olan girişimciliği devreye girdi. 1899’da Detroit Automobile Company’i kurdu. Bu ilk şirketi kuruluşundan sadece 1.5 yıl sonra iflas etti. İki yıl sonra kurduğu ikinci şirketi de battı. Ne kadar karamsar bir tablo değil mi? Genellikle bu tip bir durumda etrafınız devreye girer, size şu sözleri söylerler:

“Ben demiştim.”

“Maaşlı bir işin olsaydı daha iyi değil mi?”

“Daha önce kimsenin aklına gelmedi de senin mi geldi?”

Vs…

Ancak Henry FORD böyle düşünmemiş olsa gerek, bu konuda şu sözleri söylüyor:

“İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim.”

1903’te %25,5 oranında ortak olduğu 11 ortaklı Ford Motor Company’i kuruyor. Başkan yardımcısı olarak göreve başlıyor. 1907’de tüm Avrupa’ya araba ihracatı yapıyor. 1913’te seri üretim bantı’nı icat ediyor. Ford fabrikasına artık işçiler sabit duruyor ve arabalar önüne geliyor. Bu sayede hem zaman hem motivasyon kaybının önüne geçilmiş oluyor. Bu gelişmeyi takip eden yılda toplam 168.000 araba üretiyor. O yıl bu rakam Amerika araba pazarının %40’ını oluşturuyordu.

Başarısızlıklarından sonra geldiği noktada, Henry FORD’un önünde iki yol vardı. Birincisi, başarılı olmayan ilk şirketinden sonra ticareti başaramadığına inanacak ve maaşlı yaşama geri dönecekti. İkincisi ise başarısızlıklarını not alıp, iyice inceleyip yoluna devam edecekti. O ikinci yolu seçerek yoluna devam etti. Ancak burada bir ayrım var, ikinci şirketi de iflas ettikten sonra aynı azme sahip olup üçüncü şirketini kurmak gerçekten Henry FORD’a özgü bir hareket olmuş. Bunu, insanların çok büyük bir yüzdesinin yapamayacağını düşünüyorum. Ancak Henry FORD’un dediği gibi:

“Başarısızlık, daha zekice başlama fırsatından başka bir şey değildir.”

Hiçbir başarısızlığın girişimciliğinizi engellememesi dileklerimle..