Instagram’da hikayeler aracılığıyla marka ile ilgili bilgiler vermeye başlıyorum. Bu nedenle de orada anlattığım konuların bazılarını da yazmak istedim. Bu sayede orada kısaca anlatmaya çalıştığım şeylerin uzun halleri de buradan dostlara ulaşabilir.
Marka ile ilgili bir anlatıma ilk önce kelimenin kökeninden başlamak gerekir diye düşündüm. Marka kelimesinin kökeni muhteşem bir anlatıma sahip. “Alametifarika” TDK’da kelimenin yazılışı böyle, birleşik. Bazı kaynaklarda “Alamet-i Farika” diye yazıldığı da görülüyor. Biz her zaman olduğu gibi TDK’yı tercih edelim.
Kelimenin Kökeni
Alamet kelimesinin karşılığı “Belirti, işaret, iz” ve TDK’da örnek cümle olarak “İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok.” – C. Meriç kullanılmış.
Farikanın karşılığı ise ayırmaç. Kelimenin kökeni fark olarak gözüküyor. Kelimenin il görüldüğü kaynaklar 1680’lere dayanıyor.
Gelelim alametifarikaya, google’daki karşılığı:
“Üretilen bir malın üzerine konulan ve o malın üreticisini ya da o malı ötekilerden ayıran, resim, harf ve buna benzer tanıtıcı özel im.”Eş anlamlısı: Marka
Wikipedia’dan:
Alametifarika (™ ya da ®) bir ticaret hukuku terimi olup ticari bir malı diğer benzerlerinden ayırmaya yarayan işaret, özellik anlamına gelir. “Tescilli marka”, “ticari marka” veya “amblem” gibi isimler de bu anlamda kullanılabilirler. İngilizcedeki ve uluslararası literatürdeki karşılığı ise “trademark“tır.
İki kelimeyi kendimiz birleştirirsek, ayıran işaret, iz karşılığı çıkıyor. Yani bir şeyi diğerlerinden ayıran iz, işaret. Bizim markanın tanımını yaparken kullandığımız öbeğin en net ve yalın hali olarak değerlendirebiliriz.
Osmanlı Devletinde Marka
Osmanlı zamanında kullanılan nüfus hüviyet cüzdanlarında insanlar için “alametifarikası” ibaresi kullanılıyormuş, kişiyi diğerlerinden ayıran iz, işaret, noksanlık, farklılık anlamında. O dönemde insanlar Kör Hilmi, Topal Ali gibi adlandırıldıkları için bu belirteçler nüfus cüzdanlarına konuluyormuş. Abdülhamit döneminde kaldırılıp yerine “vücutça noksanlığı veya sakatlığı” ibaresi eklenmiş.
Osmanlı zamanında marka ile ilgili 1796’da İstanbul kuyumcularının bir girişimi bulunuyormuş. Esnaf ithal olan benzer ürünlerden kendi ürettiklerini ayırmak için bir damga vurulması için başvurmuşlar.
Bir süre sonra bu konuda kanun çıkmış, adı da “Alamet-i Farika Nizamnamesi” tam adıyla “Fabrika Ma’mulâtıyla Eşya-yı Ticariyeye Mahsus Alamet-i Farikalara Dair Nizamname”
Osmanlı devletinin ilk marka kanunu olarak da kabul edebileceğimiz bu kanun, 10 Eylül 1871 (24 Cemaziyülevvel 1288) tarihinde çıkarılıyor.
Marka Kelimesinin Kullanımı
Marka kavramına doğru yolculuk yapacaksak, diğer yanlış kullanımlardan uzaklaşıp, markanın kısaca diğerlerinden veya benzerlerinden ayıran iz,işaret, özellik, belirteç olduğunu fark etmemiz gerekiyor. Herkesin bir markası var ve burada kullanım olarak aslında marka yönetimi, marka iletişimi yönetimi gibi kavramları kullanabiliriz. Televizyonlarda gördüğümüz “Ayşe Hanım tam bir marka” demek yerine, Ayşe Hanım marka iletişimini çok iyi yönetiyor diyebiliriz.
Okumak isteyebilirsiniz: Markalaşmada ucuza kaçmak
Kaynakça:
Osmanlı Devletinde Marka Hukukunun Gelişimi
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2016-126-1607
Wikipedia
https://tr.wikipedia.org/wiki/Alametifarika
TDK
http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5c8756bb47cec8.70595640
http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5c8756be8f73e0.85783242
Etimoloji Türkçe
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/farika
10
Yorum Yok